Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ortaya çıkma | dawn n. | ||
The true scale of this economic and ecological disaster is starting to dawn ever more clearly. Bu ekonomik ve ekolojik felaketin gerçek boyutu her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. More Sentences |
||||
General | ortaya çıkma | appearance n. | ||
I hope that the Commission will be able to reassure the Committee on Fisheries that its appearance is imminent. Komisyon'un Balıkçılık Komitesi'ne bu konunun yakın zamanda ortaya çıkacağına dair güvence verebileceğini umuyorum. More Sentences |
||||
General | ortaya çıkma | emergence n. | ||
The emergence of HIV in the 1980s led to the introduction of needle- and syringe-exchange programmes. HIV'in 1980'lerde ortaya çıkması iğne ve şırınga değişim programlarının başlatılmasına yol açmıştır. More Sentences |
||||
General | ortaya çıkma | advent n. | ||
In Germany, for around 100 years from the advent of trademarks we had international exhaustion. Almanya'da, ticari markaların ortaya çıkışından itibaren yaklaşık 100 yıl boyunca uluslararası tükenmişlik yaşadık. More Sentences |
||||
General | ortaya çıkma | exposure n. | ||
The exposure of the scandal caused shock among the community. Skandalın ortaya çıkması toplumda şok etkisi yarattı. More Sentences |
||||
General | ortaya çıkma | emerge v. | ||
It will soon emerge that Edward is cheating on his wife. Edward'ın karısını aldattığı yakında ortaya çıkacak. More Sentences |
||||
Geology | ||||
Geology | ortaya çıkma | emergence n. | ||
Lago marks the emergence of a remarkable new literary voice. Lago, dikkat çekici yeni bir edebi sesin ortaya çıkışına işaret ediyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | ortaya çıkma | arrival n. | ||
General | ortaya çıkma | emanation n. | ||
General | ortaya çıkma | surfacing n. | ||
General | ortaya çıkma | naissance n. | ||
General | ortaya çıkma | extance [obsolete] n. | ||
General | ortaya çıkma | break n. | ||
General | ortaya çıkma | incidence n. | ||
General | ortaya çıkma | issuance n. | ||
Technical | ||||
Technical | ortaya çıkma | occurrence n. | ||
Archaic | ||||
Archaic | ortaya çıkma | emergency n. | ||
Archaic | ortaya çıkma | emersion n. |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yeniden ortaya çıkma | resurrection n. | ||
General | yeniden ortaya çıkma | reapperance n. | ||
General | yeniden ortaya çıkma | comeback n. | ||
General | ortaya çıkma (istenmeyen bir olay) | outcrop n. | ||
General | yeniden ortaya çıkma | reappearance n. | ||
General | ortaya çıkma (istenmeyen bir olay birdenbire) | outbreak n. | ||
General | kısa süreliğine ortaya çıkma | gleam n. | ||
General | (fikir, tutum) yavaş ve azar azar ortaya çıkma | drizzle n. | ||
General | birden ortaya çıkma | outleap n. | ||
General | aniden ortaya çıkma | survenue n. | ||
General | ortaya çıkma anlamına gelen son ek | -phany suf. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | ortaya çıkma olasılığı bulunan durum | contingency n. | ||
Media | ||||
Media | (ses veya görüntü) başka bir ses veya görüntü yok olurken ortaya çıkma | cross-fade n. | ||
Informatics | ||||
Informatics | ortaya çıkma olasılığı | probability of occurrence n. |